Değişimin gerekliliği, zorunluluğu ve yoğunluğundan bahsedilmeyen bir günün geçmediği zamanlarda yaşıyoruz. Zaman, “her şey akar hiçbir şey kalıcı değildir, o yüzden aynı dereye iki kez girmek mümkün değildir” diyen Herakleitos’u çoktan haklı çıkardı. Değişimin gerekliliği ve hatta zorunluluğu bir yandan bize büyük sorumluluklar ve görevler yüklese de bir yandan da yenilenmek, kendimizi keşfetmek için farklı imkanlar sunmaktadır. Artık yeniliğe ve yeni becerilere yatırım yapmayan her insan, işletme veya ülkenin, çağın gerisinde kalacağının bilincindeyiz. “Olmak ya da olmamak” şeklinde ifade edilen temel insani sorunlar bu günlerde “uyum sağlamak ya da sağlayamamak” şeklinde değişmiş durumda… Geldiğimiz noktada değişimin zorunluluğunu kabul etmekle kalmayıp, “yaratıcı yıkım”, “inovasyon” gibi pek çok yeni kavram değişim sürecinin gelişimi sağlayacak yönde yönetilmesi gerekliliğini vurgulayan kavramların farkındalığı ile yaşamımızı geleceğe uyum sağlayacak şekilde gözden geçirmeliyiz.
Tüm bu gereklilik ve gerçeklikleri kabul edip değişmeye çalıştığımız zamanlarda bazen nereden başlayacağımızı, nasıl devam edeceğimizi, değişim sürecini nasıl yöneteceğimizi bilemediğimizden kendimizi sıkışmış, kaybolmuş hatta boşuna çabalıyormuş gibi hissedebiliriz. Büyük ihtimalle yaşadığımız bu deneyim bizim gibi değişim ve gelişim yolculuğuna çıkan pek çok kişi tarafından da yaşanmıştır.
İster kurumsal ister bireysel olsun her değişim sürecinde direnç, çatışma, yabancılaşma ve yeniden düzenleme aşamaları yaşanır. Bu süreçlerin yaşanacağını bilmek ve bu süreçlerde uygulanması gereken taktik ve stratejileri belirleyerek uygulayabilmek değişim sürecini başarılı bir şekilde yönetmemizi sağlar. Aslında yansız (nötr) bir kavram olan değişimin yönünün olumlu ya da olumsuz olmasını biz belirleriz. Her değişimin olumluya yani gelişim / ilerlemeye doğru olmadığını gerek deneyimlerimizle gerekse tarihsel pek çok örnekte görüyoruz. Değişimin olumsuza doğru yönelmesini genelde gerileme bazen de çöküş olarak isimlendirsek de kişisel ve kurumsal değişim süreçlerinin temel amacının ilerlemeyi sağlamaya yönelik olduğu gayet açıktır. Gelişimimizi sağlamak amacıyla yapmak istediğimiz kişisel bir değişim sürecini nasıl başlatmalı ve yönetmeliyiz? Elbette bireysel farklılıklar, hedeflerin nitelikleri gibi pek çok etmen bu süreçte başarılı ve en iyi tek bir yolun tarif edilmesini olanaksız kılıyor. Ama yine de daha önce benzer süreçlerden geçmiş kişi ve kurumların deneyimlerinden elde edilen bilgiler bizlere istediğimiz değişimleri yapma konusunda yardımcı olabilir.
Bir kişisel gelişim projesine karar verdiğimizde genel olarak 10 temel aşamadan geçeceğimizi bilmeliyiz. Kişisel hazır bulunma düzeyimiz, çevresel koşullar gibi pek çok etmen nedeniyle bu aşamaların bazılarından çok hızlı geçebileceğimiz gibi bazı aşamalarda daha fazla zaman geçirmemiz mümkün olabilir. Her birimiz bu aşamaları farklı şekil ve hızlarda geçebiliriz. Bu nedenle çevremizdeki insanların değişim sürecine bakarak kendimizi kıyaslamaktan çok kendi içimizde belirlediğimiz ölçütler doğrultusunda hedefe ulaşma sürecimizi değerlendirmemiz daha doğru olacaktır. Bazen öyle bir gelişim hedefi belirlemiş olabiliriz ki bazı aşamaları uygulamayabiliriz bile…
Değişim ve gelişim sürecinin 10 temel aşamasını şöyle tanımlayabiliriz:
1- Kişisel gelişim projesini seçmek:
Gelişim sürecinin başlangıç aşamasında belli bir rahatsızlık, çevremizdeki kişilerin geri bildirimi, ulaşmayı istediğimiz bir hedef, değiştirmeyi istediğimiz bir tutum – davranış, bir konu hakkındaki merakımız, bazı yeteneklerimizi daha etkin kullanma arzumuz gibi pek çok nedenlerle bir kişisel gelişim programı geliştirmeyi, uygulamayı düşünebiliriz.
Ama kişisel gelişim projelerine başlarken dikkat etmemiz gereken en kritik noktalardan biri, söz konusu değişimi ortama uyum sağlamak ya da başkalarına itaat etmek için seçip seçmediğimizdir. Her ne olursa olsun seçtiğimiz değişim projeleri bizim bu konuda değişmeyi istediğimiz konuları kapsamalıdır yani bu sürece biz bu değişimi gerçekten istediğimiz için başlamalıyız.
Pek çok değişim sürecinde kişisel gelişim metotları ile başarılı olamamamızın belli başlı bazı nedenlerini:
- Sorunu ve ulaşmak istediğimiz sonucu kendimizin belirlememesi,
- Olası çözümler hakkında dikkatlice düşünmememiz,
- Düzenli olarak değişmek için özel bir çaba göstermememiz
- Yaşanan değişimleri fark etmememiz ve değişimlerimizi kayıt etmememiz
şeklinde ifade edebiliriz.
Eğer muhtemel fayda ve kayıplara dair keskin bir farkındalığımız yoksa mutlu heyecan verici bir plan olmadan değişmeyi denersek; sorunu çözmeye, tamamen kararlılık ve bağlılık olmadan başlarsak bu değişim projemizde başarılı olma şansımız düşüktür.
Tüm bu tuzakları bertaraf etmek için aşağıda belirtilen noktalara dikkat etmeliyiz.
- Değişimin karşısında başarısız olma korkusu, eleştirilme, değişimi kesin olarak istememe, yeni durumla yüzleşmek istememe, kendi yeteneklerinden ve süreci başarılı şekilde sürdürebileceğinden şüphe etme, daha iyi yapmalıyım algısı gibi kaldırmamız gereken kişisel engellerimiz olabilir. Bütün bu engelleri aşmanın en iyi yollarından biri sonuç hakkında pozitif şekilde düşünmek ve tüm süreci başarılı şekilde tamamladığımızı hayal etmektir. Sonuç hakkında pozitif düşünmek ve bu durumu zihnimizde deneyimlemek özsaygı ve özgüvenimizi arttıracak, değişime karşı korkumuzu tersine çevirmeye yarayacaktır.
- Değişim sürecinde ilave bilgiler edinecek olsak bile başlangıç aşamasında sorun, hedef ve kendimiz hakkında edinebileceğimiz kadar bilgi edinmek ilerleyen aşamalarda bize yardımcı olacaktır. Söz konusu bilgiler genelde bize daha fazla isteklilik ve güç kazandıracaktır.
- Nasıl biri olmak istediğimiz üzerine düşünmek harekete geçmemizi sağlayabilir. Böylece bu değişim sürecinin uzun vadede bizlere nasıl katkı sağlayacağını öngörebiliriz. Hatta bazen çok istediğimizi düşündüğümüz hedeflerde önemli değişikliler yaparak istekliliğimiz ve harekete geçme arzumuz artabilir.
- Değişim sürecinde bize ilham vereceğini düşündüğümüz ve benzer deneyimleri yaşayan kişilerle / uzmanlarla görüşmek bu süreçte önemli faydalar sağlayacaktır.
- Tek seferde sadece bir veya iki sorun / hedef üzerinde odaklanmak daha faydalıdır. Bu sayede enerjimizi daha doğru şekilde kullanabiliriz.
- Özellikle değişim sürecinde koyduğumuz hedeflerde yanlış teşhise karşı tetikte olmalıyız. Bazen hedeflerimizde düzenleme yapmamız gerekebileceğini kabul etmeliyiz.
- Yaşadığımız bir sorunu veya olumsuzluğu meydan okuma olarak değerlendirip gelişim yolculuğunda bir fırsat olarak görmeliyiz. Bu deneyimler tıpkı sporcuların kaslarını geliştirmek için yaptığı egzersiz gibidir. Bir yandan benzer durumlarda neler yapabileceğimizi göstererek kendimizi daha iyi tanımamızı sağlarken bir yandan da sorunlarla baş etme kapasitemizi geliştirir.
2- Veri toplamak ve kaydetmek:
Ulaşmak istediğimiz hedef veya çözmek istediğimiz sorunun ciddiyeti ya da sıklığını gösteren verilerin toplanması ve kaydedilmesi gerekir. Özellikle belirli sorunların çözümüne ilişkin hedeflerde soruna yönelik sıklıkları tayin edip kaydetmek, bunun ardından yapılan değişimleri her gün kaydetmek oldukça yararlıdır. Bu süreçte eylemlerimizin, düşünce ve duygularımızın günlüğünü tutulmak yol gösterici ve cesaretlendirici olacaktır.
Yapmak istediğimiz değişiklikleri ölçmek için, kolaylıkla sayılabilen, tariflenebilen davranış veya bir duyguyu tanımlayabilmeliyiz.
Dikkat etmemiz gereken nokta, değiştirmeyi istediğimiz kötü alışkanlıkları ölçmek ve onlara ilişkin kayıtları tutmak yerine arzu edilen davranış/duygularımızı ölçmek ve onların kaydını tutmaktır.
3- Sorunun temelini anlamaya çalışmak:
Çözmeye çalıştığımız sorunun orijinal sebeplerini ve devam etmesine neden olan sebepleri anlamak için sorunu, davranış, duygu, beceri, tavır-değer ve bilinçaltı faktörler olmak üzere 5 parça şeklinde analiz etmeliyiz.
Örneğin utangaçlıkta bu 5 faktör sırasıyla;
- Çekingen sessiz davranış
- Gergin endişeli hisler
- Sosyal beceri eksikliği
- Çoğu insanın tarafından kendine güveni olmayan biri olarak görüleceğine dair negatif bir öz kavram ya da beklenti
- Çocukluk dönemlerinden kalan bilinçaltı faktörler
şeklinde analiz edilebilir.
Bir sorunu bu beş parçaya bölerek incelediğinizde sorun bir yandan daha anlaşılır hale gelmekteyken bir yandan da daha da karmaşıklaşmaktadır. Genellikle yaşanan sorunlarda sorunun sadece bir parçasını değiştirmek çözüme ulaşmak için yeterli olmamaktadır. Çünkü bu 5 düzey birbiri ile etkileşim içindedir bu nedenle değişim sürecinde gelişim planlarımızı aşamalı yapmak daha akıllıca olacaktır.
Soruna yönelik olası en kolay ve etkili çözüm planından başlayarak çözüm planlarımızı detaylandırmalıyız. Sorunun kökenini analiz ederken aşağıdaki tablo bizlere yardımcı olabilir.
Elbette ki bu 5 parça sorunun bütün olası nedenlerini içermez. Bunlar sadece psikolojik boyutlarıdır. Bunların dışında, biyolojik ve kimyasal faktörler; güncel fiziksel ve sosyal çevre de soruna neden olabilir.
4- Gerçekçi kısa ve uzun vadeli hedefler belirlemek:
Hedefler hayatımızı yönetir bu nedenle bir hedefimizin olması önemlidir. Hedeflerimizi;
Vazgeçmemiz azaltmamız ya da ortadan kaldırmamız gereken şey nedir? (Bu aşamada 3. adımda belirttiğimiz sorunun 5 parçasını göz önünde bulundurmalıyız.)
- İstenmeyen davranış, duygu ya da düşüncenin yerine ne koymalıyız ya da neyi arttırmalıyız?
- Hangi değişime öncelik verilmeli ve ilk olarak ne yapmalıyız?
- Mantıklı günlük alt ve uzun vadeli hedeflerimiz nelerdir ve bunlar birbirleriyle uyumlu mudur?
- Değişiklikleri ne kadar hızlı yapmalıyız?
- En önemlisi bu projedeki hedeflerimiz temel değerlerimize uyuyor mu?
sorularını cevaplayacak şekilde belirlemeliyiz.
Hedefler, belirgin, ölçülebilir, erişilebilir, tatmin edici ve zaman sınırlı olmalıdır. Kişisel gelişim hedeflerimiz, ideal olarak kontrolümüz altında olmalıdır. Sadece kendi davranışımızı kısmen değiştirmeyi beklemeliyiz, tüm dünyayı değil veya çevremizdeki herkesi değil.
5- Kişisel gelişim metotlarını seçmek:
Bu aşamadan önceki aşamalarda elde ettiğimiz bilgiler ve belirlediğimiz hedefler doğrultusunda artık işe yaraması muhtemel kişisel gelişim metotlarından bir ya da birkaçını seçebilir ve buna uygun gelişim planlarını oluşturabiliriz. Aşağıdaki tablo bize bu konuda yardımcı olabilir.
6- Kullanılan kişisel gelişim metodunun detaylarını öğrenmek ve planı denemek:
Bir önceki aşamada belirlediğimiz kişisel gelişim metotlarını, uygulamaların detaylarını öğrenmeliyiz. Bu aşamada edindiğimiz bilgiler bize hayatımızın diğer alanlarında da önemli faydalar sağlayacaktır. Bu aşamada emin olmadığımız uygulamalar için konuda uzman olduğunu düşündüğümüz kişilerden destek istemekten çekinmemeliyiz. Metodu öğrendikçe uygulama planlarımızı geliştirmeliyiz. Bu aşamayı hedefimize yönelik somut adımları attığımız aşama olarak değerlendirebiliriz. Edindiğimiz bilgiler ışığında bir şeyler yaptığımız bu aşamada, eylemlerimizin sonucunu doğru şekilde görebilmek için planımıza adil bir deneme süresi vermeliyiz.
7- Gelişimi değerlendirmek ve planlamaya devam etmek:
Öğrendiğimiz ve uyguladığımız kişisel gelişim metotlarının sonuçlarını gözden geçirmemiz, bu süre boyunca yaşadığımız değişimlerin farkına varmak hem sonraki adımları uygulamamız açısından bize motivasyon sağlayacaktır hem de hedefimize ulaşma sürecinde ihtiyaç duyduğumuz düzenlemeleri görmemize yardımcı olacaktır. Bu aşamada gelişimi rahatlıkla değerlendirebilmek için özellikle 4. Aşamada belirlediğimiz hedeflerin ve bunlara ilişkin kriterlerin somut ve ölçülebilir olması önemlidir.
8- Gerek duyulması halinde planı revize etmek, motivasyonu sağlamak:
Gelişim planlarımız durağan planlar değildir. Daha önce de belirttiğimiz üzere ihtiyaca ve mevcut durumumuza göre planlarımızı güncellememiz veya mevcut planlara ilave hedef ve eylem adımları eklememiz mümkündür. Hatta bu yaklaşım gelişimimizin devamlılığını sağlamak için bizleri motive edici unsurlar olarak karşımıza çıkabilir.
9- Edinilen kazançları elde tutmak:
Hedeflerimiz ve değişim amaçlarımız bir defaya ulaşılınca rafa kaldırılacak nitelikte olmamalıdır. Onlara ulaşmak için verdiğimiz emeğin karşılığında bu kazanımlarımızı hayatımızın farklı alanlarında kullanmalı ve edindiğimiz deneyimleri pekiştirmeliyiz. Bu sayede edindiğimiz bilgi, beceri ve deneyimleri ulaştığımız noktadan daha ileri noktalara erişmek için kullanma ve geliştirme fırsatı bulabiliriz.
10- Kişisel deneyimlerle her bir metodun etkinliğini kayıt etmek:
Gelişim yolculuğu boyunca, uyguladığımız her bir metodun etkililiğini not almalıyız. Böylece hangi metodun bizim için daha etkili olduğunu tespit edebiliriz. Ayrıca ilerde yaşayacağımız benzer durumlarda ya da bizden değişim sürecinde destek isteyen kişilere yardımcı olurken edindiğimiz tüm bilgi ve deneyimlere kolaylıkla erişme şansına sahip olabiliriz.
Bir konuda değişmeye yönelik karar aldığımızda yukarıda detaylı olarak açıklanan 10 adımı uygulamak bizlere yardımcı olacaktır.
Değişim için sürekli hatırlamamız gereken anahtar kelimeler, “BİR ŞEY YAP” ve eğer yaptığımız şey işe yaramazsa gerekli düzenlemeleri göz önünde bulundurarak “BAŞKA BİR ŞEY YAP” şeklinde ifade edilebilir. Bu süreçte değişmeyi denemeden ve planları uygulamadan önce her şeyi bilmek istemek, tuzağından kaçınmalıyız.
Hedeflerimizi belirlemek, planlamak ve onlara ulaşmak için çalışmak zahmetli bir iştir. Değişim bir parmak işareti ile sağlanabilecek bir şey değildir. Kalıcı değişimler zaman ve emek ister. Değişimin bedelini ödemeyi göze almadan değişime yönelik karar vermenin çok verimli olmayacağını aklımızda tutmakta fayda var. Buna karşılık hedeflere ulaşmanın ve değişimin ödülleri de büyüktür. Aklımızla yüreğimizi birbiriyle uyumlu hale getirerek, ödülünü yaşamda gerçekten değer verdiğimiz şeylere doğru bir ilerleme olarak alacağımız, gelişim hedefleri belirleyebilir ve motivasyonumuzu koruyarak hedeflerimize ulaşmanın keyfini yaşayabiliriz.